27 Ekim 2020 Salı

Aydınlığa.

 


Canımızı sıkan şeylerden mi bahsedelim? Mesela üst üste gelen aksilikler. Bilirsin; ikimiz de her şeyin planladığımız gibi gitmesini isteriz. Dünyamızda hayal kırıklığına yer yok. Bu yüzden en ufak terslikte, biz de ters yüz oluyoruz galiba. Kendimizi herkese kapatıyoruz, huysuzlanıyoruz; hatta belki birimiz ara sıra ağlıyor da olabilir, itiraf etmekten korkarcasına. 

Benim kimseye tahammülüm kalmıyor, arkadaşlarımdan nefret edecek noktaya geliyorum; seninse saflıkları kaldırabilme gücün azalıyor. Telefon çağrılarını reddedip, bütün günü uyumaya adıyoruz. Bunlar ne kadar da bize özgü değil mi? Kendimizi yaralıyoruz.

Fakat çok zaman geçmeden, ışık biraz daha çoğalıyor, aydınlığa çıkar gibi oluyoruz. Görüyoruz ki yaralar hemen iyileşecek türden. Her günümüz iyi geçmiyor belki, ama biz o günün sonunda yine birbirimize ulaşmayı öğrenmişiz sonunda; bunu anlıyoruz. Gün bitiyor, uykuya dalarken aklımda tek bir düşünce oluyor:

- Elimdekilerden başka ne yapmalı, seni şaşırtabilmek için?


16 Ekim 2020 Cuma

 



'Nasıl oluyor; vakit bir türlü geçmezken yıllar, hayatlar geçiyor?'

Senden uzakta, zaman kavramı bambaşka bir şeye bürünüyor. Sanki günler inanılmaz bir hızla geçmiş, telaşla koşturmuşuz, işlerde boğulmuşuz; fakat aynı zamanda daha burdan gideli bir hafta bile olmamış. Ve ben çoktan geri gelişinin hesabını yapıyorum. Sana ufk tefek sürprizler hazırlıyorum. Doğum günü hediyeleri bir kenarda biriktiriyorum. Ve heyecanlanıyorum.