30 Eylül 2020 Çarşamba

Özledim seni.



Bir şarkı ne kadar geriye götürebilir ki beni?

**

Çok yıllar geçmiş üstünden, ama sanki başımı çevirip geriye baktığımda o anları görebiliyorum. Herkes yatağında, derin uykusuna gömülmüş, karanlık bir mutfağa adım atıp pencere kenarında yer buluyorum kendime. Loş bir sokak lambası, küçük bahçeyi aydınlatıyor. Evler dip dibe, hep çok ürkütücü gelmiştir bana. Değeri bilinmemiş eski yapım bir gerilim filminin sahnesi sanki. Binaların arasındaki bir metrelik boşluklarda kediler gidip geliyor. Bazıları duvara tüneyip, taşlaşmış gibi duruyor, hiç kıpırdamadan. Söylesene, bir korku filmi değil de nedir bu?

**

Ben bu kasvetli hava altında, alnımı cama dayayıp, buğunun ardından senin o gizemli sesini dinliyorum. Bir şeyler söylüyorsun, şarkı mı? Bir şiir mi? Hiçbir önemi yok. Çünkü benim için tek önemli olan, o sesin tınısını ezberlemekti. O ses mutluluk veriyordu ruhuma. Yıllar boyunca, sesinin verdiği rahatlık hissi avuttu beni. Sen yoktun, ama ben sesinle huzur buldum. Karanlık çöktükten sonra kaç kez usulca girdim o mutfağa, pencereye yanaştım, alnımı dayadım yine soğuk cama, gözlerimi kapatıp eskiyi hatırladım?

**

Ne tuhaf, şimdi o mutfakta ikimiz gizlice cin içiyoruz. Bana toniği biraz daha fazla koyuyorsun, ama çok geçmeden sızmayı başarıyorum.

**

Bir şarkı nerelere götürür insanı?

Özledim seni bugün, üstelik birçok sebebim varken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder