7 Eylül 2020 Pazartesi

Zaman durdurabilinir.

"Ayrı yerlerde uyanmamızın bağnazlığı, ağzımızda kalan mutsuzlukla erirse?"*

Bütün odaların kapılarını kapatıp, koridorun ışığını açık bırakırcasına ihtiyaç duyuyormuşum hemen yanıbaşımda uyumana. O tuhaf ve rahatsız uyku pozisyonunu sağ elimle yokluyorum geceleri. Genelde sol tarafta yatıyorum, senin yastığın da hemen arkamda, sırtıma değiyor. Bu fili ne zaman almıştın ki bana? O da eşlik ediyor tabii ki uykuma. Bir de hiç okumadığım ama bir gün başlarım umuduyla ayrılamadığım kitap var. Biraz kalabalığız, bilirsin yalnızlıktan pek hoşlanmam. 

Sen geliyorsun, sonra her şeyin şekli değişiyor. Yüzüme dökülen saçlarımı tepeden tutturuyorum. Omuzlarıma küt geliyor. Yanaklarım ortaya çıkıyor. Sen seversin diye yapıyorum birçok şeyi, seni gülümsetmek bana huzur veriyor. Loş ışıkta sessizce oturmak ama aslında kelimeler dolusu konuşmak belki de yaptığımız. Sadece bir mimik bile çok şey ifade ediyor. Günler telaşla geçip gidiyor ve yine yollar uzanıyor önümüzde. Aylar önce durup bir fotoğrafla anı yarattığımız yerde şimdi sen mola veriyorsun sabahın serinliğinde. Sakinlik var havada, epeyce huzur. Gün yeni başladı, sürecek, ve bitecek. Sonra ayrı yerlerde tuhaf rüyalardan sıyrılıp uyanacağız ve o belli belirsiz mutsuzluk hissi eriyip gidecek ağzımızdan.












Bir sonraki yolculuğa kadar. İleri sarıp sarıp içine dalabilinir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder